qArAmAn
  karamandaki höyükler
 

HÖYÜKLER, MAĞARALAR ve ÖREN YERLERİ

PHİLEDELPHİA (Akçaalan Köyü):
Karaman’n 60 km güney batısında ve tarihi Roma yollarının biri üzerinde bulunmaktadır. Kubbeli yeraltı mezarları, kabartma heykelleri ve kitabeler ihtiva eden Grek ve Roma şehirlerinden birisidir. Sık çam ormanları arasındadır. Karaman’ın Akçaalan köyündedir.

CANHASAN HÖYÜĞÜ:
Karaman'ın 15 km. doğusunda, Canhasan (Alacan) köyünde I, II ve III olarak adlandırılmış, birbirine yakın üç höyük bulunmaktadır. I ve III numaralı höyüklerde, 1961-1970 yılları arasında, İngiliz uyruklu David H. French başkanlığında bilimsel kazılar yapılmıştır.

Canhasan III; seramik öncesi (A Keramik) bir yerleşim'dir. Yaklaşık 100 m. çapında bir höyüktür. M.0.6500 yıllarına tarihlendirilmiştir. Dikdörtgen planlı evler taş temeli olmayan kerpiç duvarlarla örülmüştür. Ağaç destekler kullanılmıştır. Duvar ve tabanlar çamur sıva ile kaplanmış; bazen bu sıvalar kırmızı aşı boyası ile boyanmış, bazen de sert zemin üzerine, çakıl taşlarının kuvvetle bastırılması ile dekore edilmiştir.

Bu höyükte bazı büyük baş hayvanlar ve küçükbaş hayvanlar ile, yabani hayvanlar besin olarak tüketilmiştir. Ekmek buğdayı, arpa, mercimek, burçak, ceviz vb. buluntulardan, burada ziraata dayalı bir ekonominin olduğu söylenebilir. Niğde bölgesinden gelmiş olabilecek obsidiyenden yapılmış aletler, bizler, saplı bıçaklar, çok sayıda kemik aletler, büyük kaşıklar, iğne ve spatulalar, boru şeklinde kemikten yapılmış kolyeler, höyükten elde edilen küçük buluntulardır.

Canhasan I Höyüğü : 380-400 m. çapındadır. Kazılarda, 7 yapı katı tespit edilmiştir. Bunlardan 7-4 arası Geç Neolitik (M.Ö.6000), 3-1 arası katlar. Kalkolitik döneme (M.Ö.5500-3000) aittir. Canhasan I'de kerpiç kullanılarak, dikdörtgen veya kare odalar inşa edilmiştir. İnşa tekniğinde, ağaç destek veya payanda duvarları kullanılmıştır. Evlerin diğer bir özelliği; her evin kendisine ait duvarları olmasıdır. Evlerde duvar ve tabanlar çamur sıva ile sıvanmış; üzerine kırmızı aşı boyası ile boyanmıştır. Payanda duvarları çok gelişmiştir. Evler iki katlıdır, alt kat depolama faaliyetlerinde, üst kat günlük yaşamda kullanılmıştır.

Kalkolitik dönem yapı katlarında, bakır madeni bulunmuştur. Gri veya açık siyah renkli zemin üzerine, kazıma tekniğinde motiflerle bezenmiş, seramik, açık renk üzerine, kırmızı renkte boya ile bezenmiş seramik ve koyu kahverengi veya koyu kırmızı renkte düz parlatılmış seramik bol olarak kullanılmıştır. Küçük buluntular içinde, kıymetli taşlardan gerdanlık, midye kabuğundan kolyeler, kemikten yapılmış bilezik ve süs eşyaları ile figürinler bulunmaktadır. Burada yaşayan insanların yakın doğu ve Mersin bölgesi ile ilişkileri saptanmıştır. Tarıma ve hayvancılığa dayalı bir ekonomilerinin olduğu bilinmektedir.

Höyük M.Ö.4300 tarihlerinde terk edilmiş, uzun bir süre boş kaldıktan sonra, Hellenistik, Roma ve İlk Bizans çağlarında yeniden yerleşime sahne olmuştur.

DEREKÖY (Fisandon) KİLİSE CAMİ:
Karaman'ın 7 Km. güneyinde Dereköy (Fisandon) köyü içinde, bir kaya kütlesinin içinde yapılmıştır. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, IX-X yy. içinde yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Kilise, İstanbul'un Yunan Haçı biçimindeki klasik planına sahip olmakla birlikte, üst yapısının İstanbul Mimarisinden tamamen değişik bir uygulama ile yapıldığı görülür. Yalnız taş kullanılmakla beraber, ortasında bir kubbe bulunan bu binanın dış yüzeyleri; bazıları kör, bazılarının içlerinde pencereler açılmış, dizi halindeki kemerlerle hareketlendirilmiştir. Kilise bu özellikleri ile, Bizans Mimarisinin genel kurallarından ayrılan, yerli üslubun değerli bir sanat eseridir.

 

 

LYSTRA HÖYÜĞÜ:
İlisıra olarak da bilinen Yollarbaşı kasabasındadır. Üzeri tamamen ağaçlarla kaplıdır. Günümüzde mesire yeri olarak da kullanılmaktadır.

 

KIZIL KİLİSE:
Yollarbaşı kasabasının topraklık mevkiinde bulunmaktadır. Bizanslılar zamanında Binbir kilise ile birlikte Hıristiyanların en önemli ibadet merkezlerinden biri olmuştur.

DERBE:
Karaman’a 23 km. uzaklıktaki Ekinözü Köyündedir. Halk arasında Kerti Höyük olarak da bilinir. Derbe kilisesi dünya üzerinde ilk inşa edilen kilisedir. Bu kilise Efes’teki Meyremana kilisesinden 13 yıl önce yapılmıştır. Yapılış tarihi Miladi 41 yılıdır. Meryemana Kilisesinin yapılış tarihi Miladi 54 yılıdır. Derbe  kilisesi Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Pavlos ve Barnabas tarafından inşa edilmiştir. Kilisenin kalıntıları toprak altındadır. Bu kalıntılar asırlar öncesinde Strabo ve Appivan, 1880’li yıllarda Sir William Ramsey tarafından aranmış, Derbe’nin gerçek yeri 50 yıl önce İbrahim Hakkı Konyalı’nın gayretleriyle belirlenmiş ve ispat edilmiştir. Osmanlı kayıtlarında Derbe 150 haneli bir köy olarak geçer. Derbe Hıristiyanların kutsal kitabı İncil’in 3 yerinde geçmektedir. Hıristiyanlar Derbe’yi ziyaret ederek dinlerine göre hacı olmaktadırlar. Derbe’yi ziyarete gelenler özellikle din görevlileri, rahipler, rahibeler, rahip ve rahibe okulu öğrencileridir. Derbe’de gerekli kazılar yapılarak, alt yapı tesisleri kurulmak suretiyle daha fazla turistin ziyaret etmesi sağlanmalıdır.

 

BİNBİR KİLİSE (MADEN ŞEHRİ):
Maden Şehri, Karaman'ın 50 km. kuzeyinde Karadağ eteklerinde kurulmuş Binbir Kilise olarak bilinen tarihi kalıntıların üzerindedir. Köye girişte sağdaki ilk bina Büyük Kilisedir. Büyük Kilise (Mahalaç Kilisesi) düzgün kesme taştan yapılmıştır. Girişi ile 9 kemerli sol kanadı ayaktadır. Kuzeyinde büyük bir sarnıç bulunmaktadır. Kent susuz bir arazi üzerinde kurulduğundan tüm mabetler, keşişhaneler, rahip ve öğrenci odalarında ve konutların hepsinde sarnıç vardır. Kentin kuzeyindeki Çanlı Kilise yıkıntı halindedir. Kentin tam ortasında bir mezarlık bulunmaktadır. Birinci kilisenin kuzeybatısında ikinci bir kilise daha vardır. Bu kilisenin apsis kısmı ile girişi ayaktadır. Maden Şehri, kentsel Sit Alanı ilan edilmiştir.

Kurt A.S pedial adlı Almanya’lı bir Turizm yazarı ve araştırmacı “Türkiye”de İncil Durakları” başlığı adı altında yayınladığı yazısında Karaman civarındaki DERBE ve LYSTRA (İlisıra - Yollarbaşı)’nın İncil'in Timotheus bölümünde 3 ayrı yerde adlarının geçtiğini yazmıştır. Bazı bilgilere göre Hz. İsa’nın havarilerinden olan St. Paul ve arkadaşı Barnabas ile buraya gelerek 10-12 yıl yaşadığı ve vaaz verdiği bilinmektedir. Dolayısıyla bu yer Hıristiyan dünyası için çok önemli bir yerdir. Ulaşım sıkıntısı yoktur. Halen görülmeye değer bazı kiliseler ayaktadır.

 

DEĞLE ÖREN YERİ:
Karaman’ın 35 km kuzeyinde, volkanik bir dağ kütlesi olan Karadağ'ın üst tepeleri üzerinde yer alan Değle örenyerinde, 3. ve 4. Yüzyıllardan kalma Bizanslılara ait 6 kilise kalıntısı ve kitabeler bulunmaktadır. Değle, Aziz Paul'ün uğradığı yerlerden birisidir. Yukarı Değle'de yapılar yoğunluk göstermektedirler. Karadağ'ın tepelerine ve eteklerine yayılmış olan yapılarda, erken Hristiyanlık mimari özellikleri, yerli sanat uslubuyla karışmıştır. Ayrıca, ovada aniden yükselen bu dağ kütlesi üzerinde bulunan Hititlerden kalma hiyeroglif yazıt ve sunaklar, burasının Hititler tarafından da kutsal alan olarak kullanıldığını göstermektedir.

 

ÇEŞMELİ KİLİSE:
Karaman merkezdedir. Altı taş üzerinde duvarlara binen tonoz bir kubbe ile örtülüdür. Mihrabın solunda vaftiz hücresi bulunmaktadır. Doğu cephesinde yer alan çeşmeden dolayı “ÇEŞMELİ KİLİSE” olarak anılmaktadır.1986 yılına gelinceye kadar hapishane olarak kullanılmıştır.

MANAZAN MAĞARASI:
Karaman’ın Taşkale kasabası sınırları içerisindedir. Yeryüzünde mevcut ilk manastırdan biridir. Kayalara oyulmuş birçok tüneli, galerileri ve yüzlerce odaları bulunan ilginç bir yerdir. Üç katlıdır. Manazan mağarasında bir kattan diğerine çıkış benzeri görülmeyen merdivenleri tırmanmak suretiyle yapılır. Ülkemizde bir başka benzeri yoktur.

 

TAŞKALE TAHIL AMBARLARI: 
Taşkale’nin hemen girişinde sol tarafta dik bir yamaç üzerinde ambar olarak kullanılan yüzlerce kaya evleri vardır.  Yaklaşık 40 m. yüksekliğinde 251 adet ambar mevcuttur. Genellikle iki bölmeli olan ambarlar, arpa, buğday ve bakliyat saklamak üzere kullanılmaktadır. Doğal tahıl ambarı olarak kullanılan bu kayaların ilk katlarında hububat; haşerelenmeden, bozulmadan, ilaçlanmaya gerek duymaksızın 2-3 yıl,  daha yukarı katlarda ise 7-8 yıl muhafaza edilmektedir.

Ambarlarda 50 - 60 ton dolayında hububat depolanabilir. Her mevsimde hava sirkülasyonu sağlayan, tüf taşlardan oluşmuş ambarlara "tutamak" yerlerinden çıkılır, makara sistemiyle  de ambarlara ürün çıkarılır ve indirilir. Erken Hristiyanlık döneminden bu yana kullanıldığı kabul edilen taş ambarlardan birinin kilise olduğu ve camiye dönüştürüldüğü çeşitli kaynaklarda belirtilmiştir.

 

KARADAĞ:
Volkanik bir dağdır. Hitit İmparatorluğu devrinden kalma ilgi çekici eser görülebilir. Birisi Mahlaç tepesindeki mağaradır. Diğeri üzerinde hiyeraglif yazı bulunan kayadır.

 

MERASPOLİS (Meraspulla) MAĞARASI:
Ermenek ilçemizde bulunan mağaranın iki giriş kapısı vardır. Ermenek kalesinin altındadır. Mağarada bulunan yeraltı nehri şehrin ve civar kasabaların içme suyunu karşılamaktadır. Ayrıca uzun süre  Ermenek’in ve bağlı köylerin elektrik ihtiyacını karşılamış olan hidroelektrik santralini çalıştıran suda da mağaradan çıkmıştır. Dünyanın üç büyük mağarasından biri olduğu yabancı uzmanlarca tespit edilmiştir.

 

BUCAKİN MAĞARASI:
Karaman merkez ilçeye bağlı, 50 km. uzaklıktaki Kurucabel Köyü sınırları içerisinde, Topal Hacı’nın Çiftliği mevkiindedir. Mağara sarkıt, dikit, traverten havuzlardan oluşmakta olup, 6500 metreye kadar olan kısmı incelenebilmiştir. Mağara hakkında detaylı araştırma devam etmektedir.

İKİZ İN HİTİT KABARMASI:
Ermenek, Güneyyurt kabartmasının doğusunda yanyana iki mağaranın içerisindedir. Arslan. boğa ve yılan resimleri işlenmiştir. M.O. 12 ve 13. Yüzyıllara aittir.

 

SARKIT VE DİKİT MAĞARASI:
Karaman’a bağlı Yollarbaşı kasabasındadır. M.O.5000-6000 yıllarından kalma bir mağaradır. Yollarbaşı’nın , batısında İmirme mevkiindedir. Mağaranın havası astım hastalığına iyi gelmektedir.

LAHİT VE HEYKELLER:
Ermenek ilçemizdedir. Persler’e ait üç aslan heykeli vardır. Roma devrine ait bir de Lahit bulunmaktadır.

BEDESTEN:
K.Karabekir ilçemizdedir. Osmanlı devri eserlerindendir. İçi tuğla dışı taştan yapılmış olup, iki kapılıdır. Üzeri kemer şeklinde kaplıdır.

DİVLE ORBUĞU:
Ayrancı ilçemizin Divle (Üç harman) köyündedir. Bu obruk yurt çapında  şöhret yapmıştır. Köyün güney üstünde dağın çatlağının arasındaki boşluktan ibaret olup yer altında çok geniş bir yapıya sahiptir. Köy halkının soğuk hava deposu olarak kullandığı Obruk, dağın 36 metre derinliğindedir. Obruğa tulum peyniri konmakta ve tulumlar bir makara ile sarkıtılmaktadır. Tabii besleme özelliğiyle dünyanın en lezzetli tulum peyniri buradadır. Obruk yazın donduracak kadar serin kışın da ılıktır.

 

SİDAMARA LAHDİ:
Ayrancı ilçemizin Ambar köyündendir. Lahit buradaki antik Sidamara kentine ait olduğu için bu adla anılmaktadır. Beyaz mermerden yapılmış olup dikdörtgen formludur. İstanbul Arkeoloji Müzesinin 3.salonun da 1179-TAŞO envanter numarasıyla teşhir edilmektedir.

 

Sidamara Lahdi'nin çıkartıldığı yer altı şehridir. Bizanslıların yaşadığı bu yer altı şehri sit alanı olarak kabul edilmiş, girişi kapatılmıştır.

KÖRİSTAN:
Sarıveliler ilçemize bağlı Göktepe Kasabasındadır. Kaya oyma mezarların, lahitlerin, Çam ağaçlarının yer aldığı yörenin genel adıdır.

ÇAMLICA-GÖKÇESEKİ KAYA MEZARLARI:
Ermenek, Sarıveliler ve Başyayla ilçelerinin sınırları içerisinde yer alan Göksu Irmağı'nın kuzeyinde ve güneyindeki dik yamaçlarda, arazi yapısı olan kireç taşı içlerine oyulmuş, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait yüzlerce kaya mezarı bulunmaktadır.

Çamlıca Köyünün sağ üst tarafında Pazarkoyağı mevkiinde Kilise mezarlar, Delikli Kaya, Kaya oyma mezarlar yer almaktadır. Ayrıca Sinler mevkiinde kaya oyma barınaklar, Çamlıca’nın güneyinde örenyeri ve Mut – Ermenek yolu kenarında da kaya oyma mezarlar bulunmaktadır.

Bunlardan yoğunluk oluşturan bir grup, Ermenek ilçesi Gökçeseki (Çamlıca) köyünün kuzeyindeki, kayalık alanda bulunmaktadır. Burada, kayalara oyulmuş üç ayrı mezar tipi vardır. Birinci grup tek odalı, dikdörtgen planlı, üzeri kemer şeklinde oyulmuştur. İkinci grup çok odalı veya tek odalı olarak, dikdörtgen ve kare planlı olup, tavanı düzdür. Her iki grupta da, kayanın yüzeyi düzeltilmiştir. İçlerinde bir veya daha çok sayıda setler halinde mezar bölümü hazırlanmış ve üzerleri yine kireç taşından, yatar vaziyette aslan heykelleriyle kapatılmıştır. Bazılarının sahiplerinin kabartma tasvirleri de yer almaktadır. Üçüncü grupta, arazide buluna iri blok kayalara, sadece mezar oyulmuş ve üzerleri yine aslan heykelleri ile kapatılmıştır.

 

LAVZADOS (LAFSA):
Başyayla ilçesi, Kirazlıyayla köyünün kuzeyini çevreleyen kaya bloğunun güneye uzanan sırtlarında yüzlerce kaya ve bunların içlerine oyulmuş binlerce kaya mezarı ve barınak yer almaktadır. Bu mağaraların çoğu insan eli oyulmuş olup, bir kısmı kaya manastırı, bir kısmı kaya mezarı, bir kısmı da konut işlevlidir. Bu kalıntıların antik Lavzados kentine ait olduğu tahmin edilmektedir.

PINARBAŞI ÖREN YERİ:
Karaman merkez ilçeye bağlı Süleymanhacı köyünün 5,5 km. güneyinde, Ali Dağı ile Hotamış Bataklığı arasındadır. Ören yeri, Hotamış Bataklığı'na yarımada şeklinde çıkıntı yapan bir burun ve Ali Dağı yönündeki 5 adet kaya altı sığınağından oluşmaktadır. 1994 yılında başlatılan bilimsel kazıların ilk sonuçlarına göre, Pınarbaşı'nda Paleolitik, Neolitik, Eski Tunç Çağı, Roma ve Bizans dönemlerine ait buluntular ele geçirilmiştir. Taş aletler, obsidyen ve çakmaktaşından yapılmıştır.

 
 
   
 
Sitedeki tüm resim yazı şiir vs. tüm hakları bu siteye aittir izinsiz kullanılamaz kopyalanamaz aksi hareketlerde site sorumlusu YASAL İŞLEM hakkını saklı tutar...
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol