AĞIZBOĞAZ Nüfus: 410
İlçe merkezine 15 km uzakta bulunan köy, batısında ilçe merkezi, doğusunda Berendi ve Ereğli, Kuzeyinde Böğecik, güneyde ise Üçharman (Divle) ile çevrilidir. Kabaktepe’nin yamacında 1913 yılında kurulmuştur. Geliri tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yerleşim yerlerinin kıraç yanında düz arazileri Ayrancı Barajı’ndan sulanmaktadır. Geniş dağlık arazileri hayvancılığa elverişlidir. Saraycık yaylası en güzel yaylalarından birisidir. İçme suyu da buradan gelmektedir. Yörenin en eski içme suyu köye 10 km uzaklıktaki Kozlu Deresi’nden Salim Bey tarafından getirilmiş, böylece Cumhuriyet döneminin ilk hizmeti bu köye ulaşmıştır. Sosyal yönden gelişmiş köylerdendir. İlkokulun erken açılması okuma oranının yükselmesini sağlamıştır. Köyün yetiştirdiği ‘Eğitmen’ Mehmet TURAN ve Öğretmen İsmail TÜRKOĞLU’nun hizmetleri ve İvriz Öğretmen Okulunun katkıları ile köyün eğitim düzeyi yüksektir.
Köye isminin verilmesi: Kimilerine göre, Ayrancı’dan girişe ‘Ağız’, köyden çıkış yerine de ‘Boğaz’ dendiği, bu isimlerin birleşerek ‘Ağızboğaz’ olduğu söylenir. Kimilerine göre ise, köyün dört tarafını çeviren Kurtboğazı, Kirazboğazı, Karaboğaz ve Bağırsakboğaz’ının ağzında kurulmuş olmasından dolayıdır.
AKPINAR Nüfus: 227
İlçemizin güneyinde, Akkoya tepesinin yamacında kurulmuştur. İlçe merkezine uzaklığı 37 km'dir. Doğusu Çat köyü, batısı Melikli, Kuzeyi Üçharman (Divle) Güneyi Kayaönü ve Küçük Koraş köyleri ile çevrilidir. Bulunduğu yerin konumu nedeniyle tarımdan çok hayvancılıkla geçinir. Koyunculuğun yaygın olduğu köyün geniş yaylakları vardır.
Köyün Tarihçesi ve isminin verilmesi: 1968 yılında Çat Köyü’nden ayrılıp, Andıkara mahallesi ile birleşerek kurulmuştur. Köyün üst kısmında, beyaz bir kayadan çıkan ‘Akpınar’dan dolayı köye bu isim verilmiştir.
AMBAR Nüfus: 2021
Ayrancı’nın 18 km kuzeydoğusunda yer alan köy, doğusunda Böğecik köyü ve Akgöl, Batısında Akçaşehir kasabası, kuzeyinde Kavuklar köyü ve güneyinde Kale köyü ile çevrilmiştir. Etrafı küçük tepelerle çevrili olan köyde orman ve akarsu yoktur. Ancak bahçeciliğe önem verilmesi nedeniyle köy yemyeşil bir görüntüye sahiptir. Köyün 6 km doğusunda Akgöl ve Düden vardır. Köy bir ovada kurulmuş olmasına rağmen, evlerin birbirine çok yakın ve düzensiz inşa edilmesinden dolayı sokaklar da düzgün olmayıp, aynı zamanda çok dardır.İ.H.Konyalı köyü “eski ve muhteşem bir medeniyetin edebiyet uykusuna daldığı bir yer” olarak tanımlamıştır.
Geniş ve verimli topraklara sahip olan köy halkı çoğunlukla tarımla uğraşmakta, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın yanısıra bahçeciliğe de büyük önem vermektedir. Ayrancı barajından gelen suyun yanında Sulama Kooperatifi aracılığıyla açılan yeraltı su kuyularından da yararlanılmasıyla köyün ekonomisi zenginleşmiştir. Ayrıca köyde yetişen gençlerin özellikle İstanbul’a, çalışmak amacıyla gitmeleri nedeniyle genç nüfus azalmış olmakla birlikte, çalışma hayatında başarılı olan ve köy ile ilişkilerini koparmayan bu kişiler köyün ekonomisine büyük katkı sağlamaktadırlar. Eğitim ve öğretime önem verilmesi nedeniyle okur-yazarlık oranı yüksektir. Köyde ilköğretim okulu, Sağlık Ocağı, Toprak Su Kooperatifi ve Tarım Kredi Kooperatifi bulunmaktadır.
Köyün Tarihçesi ve isminin verilmesi: Yaklaşık 150 yıl önce, köyün bulunduğu yer Divle (Üçharman) köyünde oturanların çiftliği olarak kullanılmaktaymış. Verimli ovadan kaldırılan hububatın Divle’ye taşınması zor olduğundan, yer altına kazılan mahzenlere saklanıyor ve ihtiyaç olduğunda Divle’ye götürülüyormuş. Divle’den buraya hububat almaya gelenlere nereye gittikleri sorulduğunda “Anbar’a gidiyorum” derlermiş. Daha sonra bu kişilerden bazıları Divle’ye dönmeyerek buraya yerleşmişler ve köyün adı “tahıl depo edilen yer” anlamında önce Anber Arası sonra Anbar olmuştur.
BERENDİ Nüfus: 958
Toros Dağlarının yamaçlarında yeralan köy beş mahalleden oluşmakta ve tek muhtarlıkla idare edilmektedir. Diğer Mahalleleri; Keşir, Akoluk, Aşağı Kıramanoğlu ve Yukarı Kıramanoğlu’dur. Uludere denilen derenin karşılıklı yamaçlarına yerleşim yapılan köyün doğusunda Ereğli, batısında Kıraman, Kuzeyinde Ağızboğaz, güneyinde ise Mersin yer alır. Köyün güneyindeki Bolkar Dağı, üzerinde bulunan Bozoğlan adlı yatırın mezarı nedeniyle ‘Ziyaret Dağı’ olarak da anılır. Orta Torosların Bolkar Dağları mevkiinde etrafı dağlarla çevrili olan bir vadi eteğine kurulmuş olan köyün rakımı 1165 metredir. Köyde devamlı akan bir akarsu bulunmamakla beraber yağışın bol olduğu senelerde köyün içinden geçen dereden su akmaktadır. Köyün 5-6 km doğusunda ve güneyindeki yamaçlarda ardıç ormanı bulunmaktadır.
Genellikle dağlık olan köyde verimsiz ve az miktarda arazi bulunmaktadır. Vadi içlerinde yer yer kavaklıklar bulunmaktadır. Köyde kar sularıyla beslenen pınarlara rastlanır. Ekonomik yönden geri kalan köyün en büyük gelir kaynağını küçükbaş hayvancılık oluşturmaktadır. Bunun yanısıra mandıracılık, halıcılık ve arıcılık da yapılmaktadır. Küçükbaş hayvan sayısının çok fazla olması nedeniyle, yayla göçebeliği yapılmaktadır. Köy halkının ticarete yatkın olması nedeniyle ünlüdür. Eski Köyde ve çevrede Bizanslılara ait yerleşim yerleri tespit edilmiş ören denilen yerde yer altı şehri vardır. İçerisi odalar halinde olup, su kuyusu da bulunmaktadır. Yine Boyalı mevkiinde kayalar içerisine oyulmuş mağaralardaki yerleşim yerleri tespit edilmiştir.
Köye isminin verilmesi: 18. yüzyılda Tarsus’un Pirömerli mahallesinden aşiret olarak gelen göçerler, köylüler tarafından Eski Köy olarak adlandırılan yere yerleşmişler fakat sonradan vadinin içindeki yeni yerleşim yerine yerleşmişlerdir. Yeni Köye gelerek yerleşmelerine ‘Beriye İndi’, ‘Beri İndi’ ve nihayet “Berendi” şeklini aldığı kabul edilmektedir.
BÖĞECİK Nüfus: 362
Ayrancı’ya 18 km uzaklıkta olan köyün doğusunda Karaburun (Ereğli), batısında Anbar, kuzeydoğusunda Adabağ, güneyinde ise Ağızboğaz köyü bulunmaktadır. Bir tepenin eteğinde kurulmuş olan köyde orman ve devamlı bir akarsu olmamakla birlikte, Ayrancı ve İvriz (Ereğli) barajından gelen sularla köyde bahçecilik gelişmiştir. Köyün kuzeyinde bataklık ve sazlık bir alan vardır. Köyün en önemli gelir kaynakları, tarım ve hayvancılıktır. Sulanabilen arazilerdeki bahçeciliğe önem verilirken kıraç arazilerde verimlilik yıllık yağış durumuna göre değişmektedir. Köyün en önemli gelir kaynağını küçükbaş hayvancılık oluşturmaktadır.
Köy, yakınından geçen Ayrancı-Ereğli karayolu ve demiryolundan faydalanabilmektedir. Köyün, Anbar tarafında, Düden’in 2,5 km doğusunda Düden Yaylası veya Düden Mahallesi denilen bir de mahallesi vardır. 1949 yılında Honamlı yörüklerinin yerleşimi ile kurulan mahalle, gelenlerin zamanla çoğalarak Savran soyadını almaları ile Savran Mahallesi olarak adlandırılmıştır.
Köyün Tarihçesi ve isminin verilmesi: Önceleri Divle (Üçharman) halkı tarafından çiftlik olarak kullanılmakta iken (Divle beyi Helimoğlu, 1850 yılında buraya bir sarnıç yaptırmış), 1870 yılında köy kurulmuştur. Köyün dölek mevkisinde yetişen ve boyacılıkta kullanılan boyacık otundan dolayı ilk önce boyacık denilen köyün ismi sonradan Böğecik olmuştur.
BUĞDAYLI Nüfus: 147
Ayrancı’ya 15 km uzaklıkta olan köyün doğusunda Üçharman, batısında Yarıkkuyu, kuzeyinde Musa Mahallesi, güneyinde ise Kavaközü yeralır. Ormanı olmayan köy, köyün içinden geçerek Ayrancı barajına ulaşan bir çayın vadisi içinde kurulmuştur. Vadi içerisinde çeşitli ağaçlar yetişir. Halkın en büyük gelir kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Arazi yapısının uygun olması nedeniyle küçükbaş hayvancılığa önem verilir. Sulanabilir vadi içerisindeki arazilerde bahçecilikte özellikle son yıllarda büyük önem kazanmıştır. Vadi içerisinde çok sayıda selvi ağacı da yetişmektedir. Kıraç araziler ve sulanabilir arazilerin bir kısmında da hububat ekimi yapılır. Halı dokumacılığı da köy halkına ekonomik katkı sağlamaktadır.
Köyün Tarihçesi ve isminin verilmesi: Yakın zamana kadar Yarıkkuyu köyünün mahallesi durumundayken 1969 yılında köy haline dönüştürülmüştür. Sarıkeçili ve Horzum yörükleri tarafından kurulmuş olup bölgede civar köylere nazaran çok buğday yetiştiği için köyün ismine ‘Buğdaylı’ denilmiştir. Buğdaylı kalesinde insan eliyle oyulmuş mağaralar içerisinde odalar bulunmakta olup, odaların bir kısmı yıkılmıştır.
BÜYÜKKORAŞ Nüfus: 253
Ayrancı’ya 30 km uzaklıkta bulunan köyün doğusunda Pınarkaya, batısında Taşkale, kuzeyinde Yarıkkuyu, güneyinde Mersin ili yer almaktadır. Bir vadinin içinde kurulmuş olan köyün ortasından aynı adı taşıyan bir dere akmaktadır. Köyün güney tarafındaki yamaçlarda ardıç ormanı vardır. Vadi içerisinde de meyve ve sebze yetiştirildiğinden köye yeşil bir görünüm vermektedir. Tarım ve hayvancılığın en büyük gelir kaynağını oluşturduğu köyde bahçecilik ve halıcılık da köy halkına önemli katkı sağlar. Özellikle küçükbaş hayvancılığın yapıldığı köyde sulu tarım yanında, kıraç arazilerde hububat ekimi yapılmaktadır.
Köyün Tarihçesi ve isminin verilmesi: 1870 yılında Binbaşı Ahmet Efendinin Konya Vilayeti salnamesi için hazırladığı haritada Büyükkoraş ve Küçükkoraş isimleri Kureş şeklinde, daha eski arşiv vesikalarında ise Kureyş şeklinde görülmektedir. Kureş ve Kureyş kelimelerinin sonradan değişikliğe uğrayarak “Koraş” şekline dönüştüğü söylenir.
Köylüler ise Koraş adında iki kardeşin gelerek bu bölgeye yerleştiğini, küçüğünün Küçükkoraş, büyüğünün ise Büyükkoraş’a yerleşerek adlarını verdiklerini söylemektedirler. Anadolu’da Kureş adlı Türk kaviminin olduğu bilinmektedir. Günümüzde kurulu olan Küçükkoraş köyünün batısında bir ören yeri mevcut olup daha önceleri bir müddet buralarda yerleştikten sonra şimdiki köyün bulunduğu yere yerleşildiği anlaşılmaktadır. Önceleri Kayaönü ve Melikli köyleriyle birlikte bir muhtar tarafından yönetilirken sonraları ayrı muhtarlık haline gelmiştirler.
ÇAT KÖYÜ Nüfus: 351
Ayrancı’nın 33 km güneydoğusunda bulunan köy Toros dağlarının eteğinde kurulmuştur. Köyün doğusunda Kıraman, batısında Melikli, Kuzeyinde Üçharman (Divle) ve güneyinde Mersin bulunmaktadır. Devamlı bir akarsuyu olmamakla beraber, köyün güneyinde ve doğusunda çok sayıda pınar bulunmaktadır. Dağlık bir arazi üzerinde kurulu olan köyün güneyinde Ardıç ormanları vardır. Arazi yapısının uygunluğu nedeniyle köy halkı geçimini daha çok küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile sağlamakta olup, yaz aylarında yaylalara göçmektedirler. Kadınlar tarafından dokunarak satılan halılar da köyün ekonomisine küçümsenemeyecek ölçüde katkı sağlamaktadır.
Köyün Tarihçesi ve isminin verilmesi: Çat köyü, Divle’den 11 km uzakta, Divlenin güneydoğusundaki Uludere, Hacı Mehmetli dereleri ile Yassı Ören derelerinin birleştiği yerde kurulmuştur. Bunun için ilk ismi Çatak sözünden gelmekte olup zamanla Çat diye söylenmiştir. Uzun zaman Çatak veya Çat diye anılan ve eski köy diye tabir edilen bu yerde yaşayan köy halkı tarafından, nüfus artışı ve ekonomik nedenlerin yanısıra hayvancılığa canlılık kazandırmak amacıyla, Uludere’nin kuzeyinde yer alan şimdiki yerine yeni köy kurulmuştur. 1890’lı yıllarda padişahlık idaresinin bozulması, savaşların verdiği sıkıntılar ve köyün Ereğli’den başlayarak Mersin’ giden İpek Yolu üzerinde olması nedeniyle asker kaçakları ve yoldan geçerken köy halkını rahatsız edenlerden kurtulmak amacıyla, yola biraz daha uzak ve sapa olan Güzeller kurularak köyün ismi Çat Güzeller köyü olarak adlandırılmış, Güzeller daha sonra mahalle olarak ayrılmıştır.
HÜYÜKBURUN Nüfus: 299
Ayrancı’nın kuzeybatısında, bir tepenin güney yamacında kurulan köyün doğusunda Saray köyü ve istasyon, batısında Adatepe ve Sudurağı, kuzeybatısında Karaağaç, güneyinde Yarıkkuyu köyü ve güneybatısında Dokuzyol köyü bulunmaktadır.
Ova üzerinde kurulu köyün kuzey tarafında küçük tepeler bulunmakta olup, ormanı veya akarsuyu yoktur. Bitki örtüsü bozkır tipindedir. Geniş tarım arazilerine sahip olması nedeniyle, en önemli geçim kaynağı tarımdır. Ayrancı barajından gelen su ile sulanabilen arazilerde sulu tarım ve bahçecilik yapılmaktadır. Ayrıca, bireysel olarak açtırılan yer altı su kuyuları ile modern yöntemlerle tarım ve bahçecilik konusunda örnek bireysel girişimler vardır. Ayrıca, küçükbaş hayvancılık da gelişmiş durumdadır.
KALE KÖYÜ Nüfus: 170
İlçeye 13 km uzaklıkta olan köyün doğusunda Anbar, batısında Karaağaç, güneyinde Saray ve kuzeyinde Kavuklar köyü yer almaktadır. Genel olarak düzlük bir araziye sahip olan köyün devamlı bir akarsuyu yoktur ancak yer altı suyu yönünden zengin olması ve açılan kuyular nedeniyle tarım ve bahçecilik gelişmiştir. Ayrıca, hayvancılığın yanı sıra köy dışına (özellikle İstanbul’a) çalışmaya giden kişilerin de köy ekonomisine önemli ölçüde katkısı vardır.
Köyün Tarihçesi ve İsminin Verilmesi: 18. yüzyılda Divle’nin çiftliği olarak kullanılmakta iken, buraya yerleşen kişiler tarafından kurulmuştur. Köyün kurulduğu tepenin üzerinde kale yıkıntıları bulunduğu için köye “Kale” ismi verilmiştir. Köyün Sidemara antik kentine yakınlığı nedeniyle bu Kalenin Romalılar zamanında Sidemara kralının oğlu tarafından yaptırıldığı kabul edilir. Kalenin taşları halk tarafından bina temelleri ve inşaatlarda kullanılmış olduğundan, kesin bilgi edinilememiştir.
KARAAĞAÇ Nüfus: 344
Ayrancıya 13 km uzaklıkta olan köyün doğusunda Kale köyü, batısında Sudurağı, güneyinde Hüyükburun köyü, kuzeyinde ise Akçaşehir kasabası bulunmaktadır. Düz bir arazide yer alan köy, Ayrancı barajının suyundan yararlanmasının yanı sıra yer altı suyu yönünden de zengindir. Sulama kooperatifi aracılığıyla açılan artezyen kuyuları, tarımsal faaliyetleri çeşitlendirerek geliştirmiş ve verimliliği arttırmıştır. Hayvancılık ve halıcılık da önemli geçim kaynaklarındandır.
Köyün Tarihçesi ve İsminin Verilmesi: Divle halkı tarafından çiftlik olarak kullanılmakta iken, buraya yerleşen kişiler tarafından kurulmuştur. Köyün etrafı o zamanlar karaağaçlarla çevrili olduğu için köyün ismi “Karaağaç” olmuştur. Köyün güneyinde yer alan “Çınnasın” olarak adlandırılan mevkide bir höyük bulunmaktadır. Höyüğün etrafı bir surla çevrilmiş olmakla birlikte, surun içinde ve dışında çok büyük bir alan yerleşme yeri olarak kullanılmıştır.
KAVAKÖZÜ Nüfus: 327
İlçeye 23 km uzaklıkta bulunan köyün doğusunda Melikli, batısında Taşkale, güneyinde Pınarkaya ve Büyükkoraş, kuzeyinde ise Buğdaylı bulunmaktadır. Orta torosların eteğinde, yüksek bir plato üzerine kurulmuş olan köyde orman ve devamlı akan bir su yoktur. Küçük kaynaklarla sulanan köyün yanındaki vadi içinde kavak ve söğüt ağaçları mevcuttur. Ayrancı barajını besleyen Hışılayık kanalının bir bölümü de bu köyün toprakları içinden dolanarak geçer. Köyün en önemli geçim kaynağı, küçükbaş hayvancılıktır. Bunun yanısıra, kıraç araziler üzerinde hububat ve nohut ekimi yapılmaktadır. Halı dokumacılığı da önemli bir geçim kaynağıdır.
Köyün Tarihçesi ve İsminin Verilmesi: 1968 yılında Büyükkoraş köyündeki doğal afet (kaya yuvarlanması) nedeniyle, 90 aile bu bölgeye, devlet tarafından yaptırılan konutlara yerleştirilmiştir. Bu şekilde kurulmuş olan köy, köyün yanındaki vadi içinde çok sayıda kavak ağacı yetiştirildiği için “Kavaközü” ismini almıştır.
KAVUKLAR Nüfus: 234
Ayrancı’ya 27 km uzaklıkta olan köyün doğusu Akgöl, batısı Akçaşehir, güneyi Anbar, kuzeyi ise Karapınar ilçesi ile çevrilidir. Ayrancı-Karapınar yolu üzerindedir. Köyün önemli gelir kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Arazileri düz ve tarıma elverişli olmasına rağmen, sulama olanakları kısıtlıdır.
Köyün Tarihçesi ve İsminin Verilmesi: Kavuklar da Divle’nin çiftliği olarak kullanılmaktayken, ayrılarak kurulan köylerdendir. Köy mezarlığında çok güzel kavuklu mezar taşlarının bulunması nedeniyle köy “Kavuklar” ismini almıştır. Mezarlıkta 3 adet yüksek taş sandukalı, baş taşları kavuklu mezar ile 1 adet sanduka tipi mezar bulunmaktadır. Üzerlerindeki tarihlerden Sanduka tipi ve kavuklu mezarın (1536) Osmanlılar devrine ait mezarlar olduğu belli olmaktadır.
KAYAÖNÜ Nüfus: 562
Ayrancıya 38 km uzaklıkta olan köyün doğusunda Akpınar, batısında Küçükkoraş, güneyinde Mersin, kuzeyinde Melikli ile çevrilidir. Üç tarafı dağlarla çevrili olan köy, bir boğaz içine kurulmuştur. Köyün önünden geçen ve köylüler tarafından öz olarak adlandırılan dereden akan bir akarsuyu vardır. Bu akarsu köyün Çavdar mevkisinden doğarak, kar ve yağmur sularıyla beslenir ve Ayrancı barajına dökülür. Köyün güney ve doğu taraflarında ardıç ve meşe ormanları vardır. Ekilebilir arazi az olup, genellikle kıraç ekim yapılmaktadır. Bir orman köyü olmasının yanısıra küçükbaş hayvancılığa önem verilmesi nedeniyle, yaz aylarında hayvanları otlatmak için göç edilir.
Köyün Tarihçesi ve İsminin Verilmesi: 1954 yılına kadar Küçükkoraş ve Melikli köyleri ile tek muhtarlık olarak yönetilmekteyken, bu yıldan sonra üç köy olarak ayrılmışlardır. Köyün kurulduğu yerin, özellikle kuzeyi kayalık ve dağlık olduğu için köyün ismine de “Kayaönü” denilmiştir.